Siz Hiç Kendinize Seni Seviyorum Dediniz mi ?
Siz Hiç Kendinizden Özür Dilediniz mi ?
Siz Hiç Kendinize Lütfen Beni Affet Dediniz mi ?
Siz Hiç Kendinize Teşekkür Ettiniz mi ?
Hawai’
de Dr.Ihaleakala Hew Len
tarafından geliştirilen Ho'oponopono yöntemi Joe Vitale Zero Limit kitabında
anlatıyor. Bende bu konuda çeşitli çalışmalara katıldım. Burada deneyimlerimi
ve kitaptaki bilgileri paylaşmak istiyorum. Bu yöntemin temelinde; yukarıda sorulan
sorulardaki kalıpları şu an sorun olarak algıladığımız, hesabın açık olduğunu
düşündüğümüz her duruma, her ilişkiye uyarlamak var.
İşe önce hayatımızın sorumluluğunu almakla başlayalım.
Bu öğretiye göre; hayatında gördüğün, işittiğin, tattığın, dokunduğun ya da
herhangi bir şekilde deneyimlediğin her şey senin sorumluluğun
altındadır.
"İçine baktığında, bunu sevgiyle yap." Kendini
kabul et ve sev.
Severek,
özür dileyerek, af dileyerek ve teşekkür ederek kendimizi arındırıyoruz. Biz
arınınca olumsuz olarak algıladığımız olay, kişi de arınıyor. Çünkü hepimiz sıkıştırılmış enerji
frekanslarından oluştuğumuza göre bizim yaydığımız frekans olumlu olduğunda
bize gelen frekansta olumlu olacaktır. Özetle kendimizi değiştirerek Dünya’
mızı değiştirebiliriz. Temel ihtiyacımız sevgi ise, severek sevgi çekeriz.
Her
Olaya ve Kişiye Uygulanabilecek Olan Kalıp Cümleler
seni seviyorum
özür dilerim
lütfen beni affet
teşekkür ederim
Çünkü hepsi senin hayatında olmaktadır. Terör eylemleri,
ülke yöneticileri, ülkenin mali durumu ve hoşuna gitmeyen diğer şeyler, hepsi
şifalanmak üzere sana geliyorlar. Onlar aslında yoklar… Onlar sadece iç
dünyanın birer yansıması…
Sorun onlarda değil, sende. Onları değiştirmek
istiyorsan, kendini değiştirmelisin.
Bilincim, bu
cümleyi duyduğunda bunun gerçek olamayacağını. Bir fantezi olduğunu. Bunca
fiziksel olayın nasıl olup da kendi sorumluluğunda olabileceğini sordu.
Kitabı okudukça bu soruların yanıtları gelmeye başladı
ama bilincime rağmen okumaya devam etmek çok zordu. Kitabı okuduktan sonra
katıldığım uygulamalı çalışmada teslime razı olmak daha kolay oldu.
"Sadece, tekrar ve tekrar 'özür dilerim' ve 'seni
seviyorum' dedim," dedi.
Hepsi
Bu kadar.
Çünkü; kendini sevmek kendini geliştirmenin en önemli
yoludur ve kendini geliştirdikçe dünyan gelişir.
İçimden "Özür dilerim" ve
"Seni seviyorum," dedim. Bu dediklerimi özellikle bir kişiye yönelik
söylemedim. Sadece, dış koşulları yaratan içimdeki parçamı iyileştirmesi için,
sevginin ruhunu yardıma çağırdım. "Seni seviyorum" diyerek içimdeki,
olumsuzlukları yaratan
parçamı iyileştirdim.
Yöntem, Dış dünya diye bir şey olmadığını, tek gerçeğin
İç Dünya olduğunu anlatmaya çalışıyor.
Hayatındaki
herhangi bir şeyi değiştirmek istediğinde bakacağın tek bir yer var: kendi için.
Yaratıcı olan İç Dünya’ nı sev ki; O da senin
için güzellikler yaratsın.
Teslim ol. Herşeyi kontrol altında
tutamayacağını kabul et.
Yoluna her ne çıkarsa onu iyileştirebilirsin.
Yaşamında
önüne çıkan her şey, oraya nasıl geldiğine bakmaksızın, iyileştirmek içindir.
Buradaki varsayım, eğer onu hissedebiliyorsan, onu iyileştirebilirsin. Eğer onu
bir başkasında görebiliyorsan ve bu seni rahatsız ediyorsa, o zaman
iyileştirmek için oradadır demektir. Ya da Oprah'ın söylemiş olduğu gibi,
"Eğer onu fark edebiliyorsanız, ona sahipsinizdir." Onun neden
hayatında olduğuna ya da oraya nasıl geldiğine dair hiçbir fikrin olmayabilir,
ama artık farkında olduğuna göre, onu serbest bırakabilirsin. Karşılaştığın
şeyleri ne kadar iyileştirirsen, tercih ettiklerini ifade etmede o kadar net
olursun, böylece başka şeyleri kullanmak için gereken enerjiyi serbest bırakmış
olursun.
Tüm deneyimlerinizden %100 sorumlusunuz.
Hayatında
başına gelenler senin suçun değildir, ama senin sorumluluğunuzdadır. Kişisel
sorumluluk kavramı söylediğin, yaptığın ya da düşündüğünün ötesindedir.
Hayatında yer alan diğer herkesin dediklerini, yaptıklarını ve düşündüklerini
de içerir. Yaşamında meydana gelen her şeyin sorumluluğunu tamamen alırsan, o
zaman herhangi bir kişi bir sorunu su yüzüne çıkardığında, o senin de sorunun
olur. Bu üçüncü ilkeye bağlanır, yani yoluna çıkan her şeyi iyileştirebilirsin.
Kısacası, şu anki gerçeğin için hiç kimseyi ya da hiçbir şeyi suçlayamazsın.
Tüm yapabileceğin onun sorumluluğunu almak, yani onu kabul etmek, ona sahip
çıkmak ve onu sevmektir. Karşılaştığın şeyleri ne kadar çok iyileştirirsen
kaynak ile o kadar uyumlu olursun.
Yaradan’ a "seni seviyorum"
cümlesini söylemek, mutlak şifadır.
Seni
her şeyin ötesindeki huzura, iyileştirmeden ifade etmeye götürecek bilet sadece
"seni seviyorum" cümlesidir. Bu cümleyi Yaradan’ a söylemek içindeki
her şeyi temizler ve böylece şu anın mucizesini yaşayabilirsin: sıfır limiti.
Amaç her şeyi sevmek. Fazla kiloyu, bağımlılığı, sorunlu çocuğu ya da konuyu,
eşi sevin; hepsini sev. Sevgi sıkışıp kalmış enerjiyi değiştirir ve serbest
bırakır.
İlham niyetten daha önemlidir.
Niyet
zihnin oyuncağıdır; esinlenme Yaradan'dan bir bildirimdir. Bir an gelir,
yalvarmak ve beklemek yerine teslim eder ve dinlemeye başlarsın. Niyet egonun
sınırlı görüşünü temel alarak hayatı kontrol etmeye çalışmaktır; esinlenme ise
Yaradan'dan gelen mesajı almak ve buna göre hareket etmektir. Niyetler işe
yarar ve sonuç verir; esinlenme ise işe yarar ve mucizeler getirir. Hangisini
tercih edersin ?
Kaynak : Zero
Limit - Joe Vitale, Dr.Ihaleakala Hew Len