Bu Blogda Ara

11 Ocak 2016 Pazartesi

ŞEYTANA KARŞI


Haftada dört akşam okula gittikten sonra nihayet finaller bitti. Şimdi kendini dinleme, biraz yeni yıl muhasebesi yapma ve bol bol kitap okuyup film izleme zamanı. 

Dün gece  "Şeytana Karşı" adlı bir film izledim. Filmin künyesi ve kısa özetine alttaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.sinemalar.com/film/5225/seytana-karsi

Ben yine filmden bende kalan izleri paylaşmak 
istiyorum.

1- Her çocuk iyilik ile doğar. Kötü ya da iyi eylemler yapmak kendi seçimidir.
2- Zeka, fiziksel kuvvetten daha güçlüdür.
3- Şiddet gören çocuğun, şiddet gösterme ihtimali yüksektir.
4- Çocuğunun şiddete ya da  herhangi bir şekilde istismara maruz kaldığını bilip, buna müdahale etmeyen ebeveyn, eylemi uygulayan kadar suçludur.

Filmi varsa ergenlik çağındaki çocuklarınız ile birlikte seyretmenizi, film bittikten sonra bu konuda sohbet etmenizi tavsiye ederim. Zaman zaman çocuklar okulda rahatsız edici bir durumla karşılaşıp bunu ebeveynleri ile paylaşmayabilirler. Bu durumda bu tip bir film üzerinden konuşmak, onlar için olayı  "dışsallaştırmak" olacak ve iletişim kurmalarını, paylaşmalarını kolaylaştıracaktır.


KOCAN KADAR KONUŞ DİRİLİŞ


Kocan Kadar Konuş, geleneksel Türk Kızı' nın akranları ile aynı zamanlarda evlenmesi gerektiği, aksi takdirde yaşayacağı evde kalmış baskısı üzerine kurulu aynı isimli romandan sinemaya uyarlanmıştı.

Şebnem Burcuoğlu, ikinci kitabın arka kapağınde bu ana fikri çok güzel anlatıyor  "Çok sevgili Türk kızı, Bir önceki kitapta mevcudiyetimizin ve istikbalimizin yegâne temelinin bir koca bulmak olmadığını anlatmaya çalışmıştım hatırlarsan. O kitapta bana verilen tavsiyeleri hiç uyguladın mı bilmiyorum ama sonunda başıma neler geldiğini gördün. Şunu hiç unutma: sen belli bir yaşa gelene kadar kimileri evlen diye baskı yaparken kimileri de evlenmeni engellemek için elinden geleni ardına koymayacak!Nikâh masasına oturana kadar atlatman gereken çok badire, dahili ve harici çok bedhahların olacak".

Kocan Kadar Konuş Diriliş, yani ikinci filmde; konu tamamen başka bir pencereden işleniyor.

Burada evde kalan kızımız sevdiğine kavuşuyor, damat yakışıklı ve zengin, romantik ve kibar, ev, düğün, gelinlik, her şey bir genç kızın rüyalarındaki gibi :)) 

Film henüz vizyonda olduğu için senaryoya dair daha fazla detay vermiyorum.

Asıl filmin çok ilgimi çeken başka bir boyutu var, ondan bahsetmek istiyorum.

Bir çekirdek ailenin (karı-koca ve çocuklar) iç iletişiminde kimler söz sahibidir?  Eşler bu iletişimde nasıl roller üstlenirler? Çekirdek aileye dışarıdan müdahale edildiğinde ya da geniş aile içinde çocukların tepkileri nasıldır? Kararlar nasıl alınır? Sözün kısası, anneanne, babaanne, gelin-kaynana, kaynana-damat, anne-oğul gibi  ilişkiler sağlıklı olarak işler mi? EVLİLİK sadece gelin ve damat arasında mı olur, yoksa iki aile mi birbiri ile evlenir?

Ben filmi izlerken bu bakış açısı ile iki klasik Türk ailesini izlemekten büyük keyif ve değerli dersler aldım.

Size de keyifli seyirler dilerim.