Bu Blogda Ara

1 Nisan 2017 Cumartesi

HEDİYE


Sevdiğiniz birine hediye almak istediğinizde ilk amacınız Onu mutlu etmektir. Bunun için öncelikle ihtiyaçlardan yola çıkılır. Bazen öyle bir gün olur ki, her şey vardır. İhtiyaç belirleyemezsiniz. Oysa çok kıymetli bir şey vardır. ZAMAN. Sevdiğiniz insana bir miktar zaman hediye etmeye ne dersiniz? Hazır havalar güzelleşmeye başlamışken tutun elinden, pikniğe götürün Onu. İşten güçten, Dünya halinden uzaklaşıp birlikte nefes alın ve zamanın içindeki anı birlikte yaşamanın keyfini çıkarın...


14 Temmuz 2016 Perşembe

TARZAN VE NİNJA KAPLUMBAĞALAR

Bu hafta vizyondaki Tarzan ve Ninja Kaplumbağaları izledim.

Her iki filmde de insanların anlayamadıkları şeylerden korktukları  vurgulanıyordu. İçinde bulunduğumuz günlerde kimin neyi ve kimi anlayabildiğini çok merak ediyorum. Ülkemizde mülteci olarak yaşamını sürdürmeye çalışanları,  mülteci olmak ne demek,  insanın insana insanca yaklaşımı nasıl olur, savaşmakla ölmek arasında seçim yapmak nasıl bir duygudur anlıyor muyuz?...

Anlayamadığımız şeylerden korkuyor muyuz? Bu korku bizi nerelere sürüklüyor? Irkçılıkla suçlanmamız bu korku yüzünden mi? Mültecileri ucuz iş ve beden gücü olarak kullanmamız bu yüzden mi?

Şimdiye kadar anlayamadıklarımızı anlamak için ne yaptık?

Daha fazla anlayıp, daha insancıl çözümler üretmek istiyorum. 18 yaşına kadar her çocuğun çocuk olduğu, çalıştırılmadığı, dilendirilmediği, satılmadığı bir ülkede yaşamak istiyorum. 

Daha eğitimli, daha fazla düşünen, daha fazla üretim yapan, daha meraklı, daha keşfedici, daha yenilikçi bireylerin olduğu bir ülkede yaşamak istiyorum. 

KORKMADAN, CESARETLE YAŞAMAK İSTİYORUM.




20 Haziran 2016 Pazartesi

Me Voy



Varoluşçu psikoloji akımının önemli isimlerinden logo(anlam) terapinin kurucusu Victor Frankl' a göre yaşamın anlamı üç yolla keşfedilir.

Bunlardan biri; acı çekmek. Kişinin değiştirilemeyen kadere karşı uygun tutum geliştirmesidir. Yani bir başka deyişle, insanın anlamlı seçimler yapıp potansiyelini kullanma başarısıdır.

Az önce  dinlediğim Yasmin Levy' nin  Me Voy' u işte bana bunu hatırlattı. Şarkının sözlerini okuyunca belki sizde benzer duygu ve düşüncelere sahip olabilirsiniz.


Me Voy (I'm Leaving)
Gidiyorum (Terkediyorum)

Vücudunun kokusunu unutmak istiyorum

Dudaklarının tadını unutmak istiyorum

Bir kez olsun sahip olmak istiyorum,


Mutlu bir hayata.


Bu nedenle , gidiyorum.
Teşekkürler bana verdiğin her şey için.


Teşekkürler beni sevdiğin için


Ama göz boyayıp saklayamam. (ama bir ilizyonum yok)


Sebebim sensin.


Bunun için gidiyorum.

Söyle bana sende ne var ki*


Unutamıyorum seni.


Bak, bak bana , (benim) küçük kızım
Kanayan ruhumu gör. 

kaynak: http://sarkicevirilerim.blogspot.com.tr/2011/12/yasmin-levy-me-voy-turkce-ceviri.html





Firuze



Yasmin Levy' yi dinlemeye doyum olmaz. Sevdiğim bir şarkısını daha paylaşıyorum. Bu şarkının sözlerini çevirmeye gerek yok. Klip hikayeyi anlatıyor.

Yine varoluşçu bakış açısıyla yorumluyorum. İnsanın aşırı kaygılı olması onu yanlış seçimler yapmaya, yaptığı seçimlerden şüphe ve pişmanlık duymaya sevkeder. Oysa insan, duygularının farkında oldukça daha sağlıklı seçimler yapabilir. Farkına varan insan, özgür olabilir ve potansiyelini kullanabilir.

Bu bağlamda aşk acısı gibi diğer tüm acılar da insanın varoluşunun sadece bir aracı olabilir. İnsan bu acılarla başederek hayatına daha güçlü, daha özgür olarak devam edebilir.










13 Haziran 2016 Pazartesi

Boyut Kapısı / Star Gate



Geçen hafta War Craft' ı izlediğimde , kötü büyücünün ruhları yakıt olarak kullanarak açmış olduğu boyut kapısını; kişisel hırslar sonucunda oluşan bir savaşın başlangıcı, iyilik ile kötülüğün savaşı olarak nitelendirmiştim. Ertesi günlerde  okuduğum Endgame Çağrı' da bulunan Boyut Kapısı ve Harun ile Musa' nın şeytan Enki' yi yenen yılanlı asaları, geçen sene eğitimini aldığım Mandala, Komplo yazar David Icke' i kaynak göstererek Dünyayı Yöneten Gizli Örgüt  İlluminati Saptanamayan Beyin Kontrolü Kitabı' nda Aytekin Gezici' nin sembolizm ve sürüngen insansılar, şeytaniler, illuminatiyi detaylı olarak anlatması "Boyut Kapısı" ve yılanlar üzerine düşünmemi sağlarken;  bir vesile ile "tesadüfen" izleme fırsatı bulduğum Farah G. Yurdözü videoları sayesinde konunun çok daha derin ve kadim olduğunu öğrendim.

Farah Hanım' ın çeşitli videolarını izleyerek "Boyut Kapısı" ve "Sürüngen İnsansılar" hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

ABD ve Almanya başta olmak üzere Dünya' nın pek çok yerinde yapılan UFOLOJİ  çalışmaları ve sembolizmi ile aslında pek çoğumuz bir şekilde (özellikle televizyon aracılığı ile) Boyut Kapısı' nın içindeki ve dışındaki etkilere maruz kalıyoruz. Bu konuda M.Ö. 4000 - M.Ö. 2000 yılları arasında Güney Irak' ta (Güney Mezopotamya) yaşamış olan Sümerler' den itibaren izler süregelmektedir.  O günlerden bugüne gelen en sık kullanılan sembollerden yılbaşı ağacı, nazar boncuğu, evlilik yüzüğü birer Sümer klasiğidir. Nazar boncuğu ve evlilik yüzüğü gibi yuvarlak yapılar bir başka bakış açısı ile yine içine niyetlerin yüklendiği birer boyut kapısı olarak nitelendirilebilir.

Yine yapmamız gereken makrodan mikroya, kozmosun ve kendimizin olabildiğince farkında olmak ve kendimizi bildiğimiz ve keşfettiğimiz yeni yöntemlerle korumak. Dünya sürekli döner, çünkü bilgi sürekli değişerek döner. İnsan bu döngüye ayak uydurduğunda dönüşerek gelişebilir ve kendini koruyabilir. 






19 Mayıs 2016 Perşembe

ÖZÜNÜ HATIRLA


Bugün X-Men: Apocalypse  filmini izlerken beni en çok etkileyen cümle "Sen sadece öfke ve kızgınlık değilsin. İçinde iyilik var" oldu. İster bireysel, ister kollektif olarak yaklaşalım, cümle ardında derin anlamlar barındıran, bizim "Keskin sirke, küpüne zarar" atasözümüze benzeyen felsefik bir cümle.
Bu cümle X-Men’ in çeşitli filmlerinde Prof. X ile Magneto arasında defalarca geçiyor. 
X-Men serisi şu ana kadar hep mutantlar ve insanlar arasındaki karmaşık ilişki vasıtasıyla gerçek dünyadaki sosyo-politik problemlere gönderme yaptığı   için cümleyi tekrar tekrar kullanarak; insanlığın çaresizlikle, korkuyla, öfke ile beslendiği, gücünü iyilik ile kullanmayı ve kontrol etmeyi bilmediği an ve durumlara dikkat çekmeye çalıştığını düşünüyorum. Bugüne kadar gözlemlediğim ve bu gözlemlerden anladığım kadarıyla, negatifin güç, pozitifi yener gibi görünür. Ama gerçek olan, insanın özü olan sevgidir (Kalbi yani farklı bir sembolik yaklaşımla bir bakıma kutsal kasesidir). Pozitif olan negatifin baskısı altına girmiş gibi görünse de öz ölmez. Sadece ortama uyum sağlayıp sessiz kalır. Tıpkı filmde şekil/mekan/zaman değiştiren karakterler gibi. 
"Sen sadece öfke ve kızgınlık değilsin. İçinde iyilik var"  Gün içinde duygularımızın farkına varmaya çalışırsak ; aşağıdaki duygulardan hangilerini daha fazla yaşadığımızı söyleyebiliriz.
Bizi biz yapan hangi duygumuz/duygularımız?
Farkına vardığımız herşeyi değiştirebiliriz. 
İçimizde barış sağladığımızda dengeye, bireysel huzurumuzla Dünya' da huzura kavuşacağız. Dünya barışı için, içimizde barışı sağlama  sorumluluğumuz var. 










1.    Öfke

İyilik





2.    Kızgınlık

Mutluluk





3.    Hayal kırıklığı

Aşk





4.    Korku

Tutku





5.    Güvensizlik

Güven





6.    Şüphe

Huzur





7.    Nefret

Merak





8.    Kin

Neşe





9.    İntikam

Gurur





10.Kıskançlık

Minnetarlık





11.Hırs

Şükran









 


Sevgilerle