Bu Blogda Ara

2 Ekim 2013 Çarşamba

Ho'oponopono Yöntemi


 
Siz Hiç Kendinize Seni Seviyorum Dediniz mi ?
Siz Hiç Kendinizden Özür Dilediniz mi ?
Siz Hiç Kendinize Lütfen Beni Affet Dediniz mi ?
Siz Hiç Kendinize Teşekkür Ettiniz mi ?


Hawai’ de Dr.Ihaleakala Hew Len tarafından geliştirilen Ho'oponopono yöntemi Joe Vitale Zero Limit kitabında anlatıyor. Bende bu konuda çeşitli çalışmalara katıldım. Burada deneyimlerimi ve kitaptaki bilgileri paylaşmak istiyorum. Bu yöntemin temelinde; yukarıda sorulan sorulardaki kalıpları şu an sorun olarak algıladığımız, hesabın açık olduğunu düşündüğümüz her duruma, her ilişkiye uyarlamak var.

İşe önce hayatımızın sorumluluğunu almakla  başlayalım. Bu öğretiye göre; hayatında gördüğün, işittiğin, tattığın, dokunduğun ya da herhangi bir şekilde deneyimlediğin her şey senin sorumluluğun altındadır. 

"İçine baktığında, bunu sevgiyle yap." Kendini kabul et ve sev.


Severek, özür dileyerek, af dileyerek ve teşekkür ederek kendimizi arındırıyoruz. Biz arınınca olumsuz olarak algıladığımız olay, kişi de arınıyor. Çünkü  hepimiz sıkıştırılmış enerji frekanslarından oluştuğumuza göre bizim yaydığımız frekans olumlu olduğunda bize gelen frekansta olumlu olacaktır. Özetle kendimizi değiştirerek Dünya’ mızı değiştirebiliriz. Temel ihtiyacımız sevgi ise, severek sevgi çekeriz.
Her Olaya ve Kişiye Uygulanabilecek Olan Kalıp Cümleler

seni seviyorum
özür dilerim
lütfen beni affet
teşekkür ederim

Çünkü hepsi senin hayatında olmaktadır. Terör eylemleri, ülke yöneticileri, ülkenin mali durumu ve hoşuna gitmeyen diğer şeyler, hepsi şifalanmak üzere sana geliyorlar. Onlar aslında yoklar… Onlar sadece iç dünyanın birer yansıması…
Sorun onlarda değil, sende. Onları değiştirmek istiyorsan, kendini değiştirmelisin.
Bilincim,  bu cümleyi duyduğunda bunun gerçek olamayacağını. Bir fantezi olduğunu. Bunca fiziksel olayın nasıl olup da kendi sorumluluğunda olabileceğini sordu.
Kitabı okudukça bu soruların yanıtları gelmeye başladı ama bilincime rağmen okumaya devam etmek çok zordu. Kitabı okuduktan sonra katıldığım uygulamalı çalışmada teslime razı olmak daha kolay oldu.
"Sadece, tekrar ve tekrar 'özür dilerim' ve 'seni seviyorum' dedim," dedi.
Hepsi Bu kadar.

Çünkü; kendini sevmek kendini geliştirmenin en önemli yoludur ve kendini geliştirdikçe dünyan gelişir.
İçimden "Özür dilerim" ve "Seni seviyorum," dedim. Bu dediklerimi özellikle bir kişiye yönelik söylemedim. Sadece, dış koşulları yaratan içimdeki parçamı iyileştirmesi için, sevginin ruhunu yardıma çağırdım. "Seni seviyorum" diyerek içimdeki, olumsuzlukları  yaratan parçamı iyileştirdim.
Yöntem, Dış dünya diye bir şey olmadığını, tek gerçeğin İç Dünya olduğunu anlatmaya çalışıyor.  
Hayatındaki herhangi bir şeyi değiştirmek istediğinde bakacağın tek bir yer var: kendi için.
Yaratıcı olan İç Dünya’ nı sev ki; O da senin için güzellikler yaratsın.
Teslim ol. Herşeyi kontrol altında tutamayacağını kabul et.
Yoluna her ne çıkarsa onu iyileştirebilirsin.
Yaşamında önüne çıkan her şey, oraya nasıl geldiğine bakmaksızın, iyileştirmek içindir. Buradaki varsayım, eğer onu hissedebiliyorsan, onu iyileştirebilirsin. Eğer onu bir başkasında görebiliyorsan ve bu seni rahatsız ediyorsa, o zaman iyileştirmek için oradadır demektir. Ya da Oprah'ın söylemiş olduğu gibi, "Eğer onu fark edebiliyorsanız, ona sahipsinizdir." Onun neden hayatında olduğuna ya da oraya nasıl geldiğine dair hiçbir fikrin olmayabilir, ama artık farkında olduğuna göre, onu serbest bırakabilirsin. Karşılaştığın şeyleri ne kadar iyileştirirsen, tercih ettiklerini ifade etmede o kadar net olursun, böylece başka şeyleri kullanmak için gereken enerjiyi serbest bırakmış olursun.
Tüm deneyimlerinizden %100 sorumlusunuz.
Hayatında başına gelenler senin suçun değildir, ama senin sorumluluğunuzdadır. Kişisel sorumluluk kavramı söylediğin, yaptığın ya da düşündüğünün ötesindedir. Hayatında yer alan diğer herkesin dediklerini, yaptıklarını ve düşündüklerini de içerir. Yaşamında meydana gelen her şeyin sorumluluğunu tamamen alırsan, o zaman herhangi bir kişi bir sorunu su yüzüne çıkardığında, o senin de sorunun olur. Bu üçüncü ilkeye bağlanır, yani yoluna çıkan her şeyi iyileştirebilirsin. Kısacası, şu anki gerçeğin için hiç kimseyi ya da hiçbir şeyi suçlayamazsın. Tüm yapabileceğin onun sorumluluğunu almak, yani onu kabul etmek, ona sahip çıkmak ve onu sevmektir. Karşılaştığın şeyleri ne kadar çok iyileştirirsen kaynak ile o kadar uyumlu olursun.
Yaradan’ a "seni seviyorum" cümlesini söylemek, mutlak şifadır.
Seni her şeyin ötesindeki huzura, iyileştirmeden ifade etmeye götürecek bilet sadece "seni seviyorum" cümlesidir. Bu cümleyi Yaradan’ a söylemek içindeki her şeyi temizler ve böylece şu anın mucizesini yaşayabilirsin: sıfır limiti. Amaç her şeyi sevmek. Fazla kiloyu, bağımlılığı, sorunlu çocuğu ya da konuyu, eşi sevin; hepsini sev. Sevgi sıkışıp kalmış enerjiyi değiştirir ve serbest bırakır.
İlham niyetten daha önemlidir.
Niyet zihnin oyuncağıdır; esinlenme Yaradan'dan bir bildirimdir. Bir an gelir, yalvarmak ve beklemek yerine teslim eder ve dinlemeye başlarsın. Niyet egonun sınırlı görüşünü temel alarak hayatı kontrol etmeye çalışmaktır; esinlenme ise Yaradan'dan gelen mesajı almak ve buna göre hareket etmektir. Niyetler işe yarar ve sonuç verir; esinlenme ise işe yarar ve mucizeler getirir. Hangisini tercih edersin ?

     Kaynak : Zero Limit - Joe Vitale, Dr.Ihaleakala Hew Len





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder