Tüm yaşamımız bir ilişki sarmalı içerisinde geçiyor. İster
anne çocuk, ister yönetici çalışan, ister eş, ister arkadaş, ister sevgili,
ister müşteri ve şirket olalım, bireysel ya da tüzel kimliğimiz ne olursa olsun
daima ilişki, dolayısı ile iletişim içindeyiz. Üstelik her iletişimde ağında farklı
rollerimiz var.
İlişkilerimizin mimari yapısına baksak neye benzer ?
Spagetti gibi karmakarışık mı , lazanya gibi düzenli mi ?
Yapının temel taşlar neler ?
1.
İnsanları dinlemek,
2.
anlamak,
3.
tercihlerine ve davranışlarına dikkat etmek,
4.
saygı göstermek,
5.
dürüst olmak, verilen sözleri tutarak güven
sağlamak,
6.
doğru zamanda doğru hareketleri yapmak,
7.
ezberlediğmiz davranış kalıplarının dışına
çıkmak var.
Her insan özeldir ve özel davranılmayı hakeder. Kişi ancak kendini özel hissettiği, mutlu
olduğu ilişkilerde varlığını devam ettirmek ister. Bu tip iletişimler büyür ve
gücü artar.
Birkaç örnek olay incelersek ;
Çocuğunuz ile olan ilişkiye bakalım. Çocuğunuz sıcak süt
içmeyi sevmiyor diyelim. Ona alternatifler yaratmadan sütü sıcak olarak içmesi
için ısrar etmek, kime ne fayda sağlar ?
Hiçbir fayda sağlamadığı gibi aksine pek çok zararı dokunur.
Eşinize sürekli hediyeler alıyorsunuz ama evlilik
yıldönümünüzü unutuyorsunuz.
Müşteri şikayetlerine kulağınız tıkalı ama müşteriye yeni
kampanya duyurumu yapıyorsunuz.
Bu örnekleri hemen hepimiz çoğaltabiliriz.
İlişki mimarisinde davranışlarımızı, kişiye özel olarak
yapılandırarak fayda sağlayabiliriz.
Sağlam temeller üzerine kurduğumuz ilişkiyi,
davranışlarımızda tutarlılık sağlayıp süreklilik göstererek, samimiyetle ve
üzerine düşünerek yapılandırdığımız takdirde binamız uzun yıllar ayakta
kalabilir ve hatta zaman içinde sadakatle kaplanan bu yapı hayranlık uyandıran
bir eser haline gelebilir.