Bu Blogda Ara

13 Ağustos 2015 Perşembe

ALMA VERME DENGESİ/ SORDUN MU SARI ÇİÇEĞE ?

Dediğim gibi bu yazıyı sabah yazmaya niyet etmiş ve acıyla sarsılıp vazgeçmiştim. Ama sonra Can' ın Hakka gidişini yazdığım yazıyı yayınladığımda en sık okunan 10 yazı arasında, Alma Verme Dengesi' nin olduğunu görünce çok şaşırdım. Bu başlıkta bir yazı yazdığımı hatırlamıyordum. Yazının tarihini kontrol ettim. 10.10.2013 
Bunun bir işaret olduğunu anlayıp ağlamam bitince oturdum bilgisayarın başına. 

Alma Verme Dengesi ilgili çok konuşulur, çok yazılır.  Ben de daha önceki yazımda bunu vurgulamışım, özellikle ilişkilerde bu dengenin kurulması ve korunmasının öneminden bahsetmişim. 

Oysa şimdi bu konuyu başka bir açıdan değerlendirmek istiyorum.

Bu denge, evrenin bütünü içinde bir felsefe olarak ele alınabilir. Şöyle bir felsefe. Bu dünyada herkesin, her canlının diğeri üzerinde hakkı vardır. Sordum Sarı Çiçeğe İlahisi' nde ki gibi duymak istediğimizde evren bizimle konuşur,  iletişim halindedir. Doğal olarak bu iletişimden aramızda alma verme dengesi, hak ilişkisi doğar. Dolayısı ile farketmeden üzerine basıp geçtiğimiz hayvanlardan, yağrağını, dalını kopardığımız çiçeklerle, ağaçlarla, yuvasını bozduğumuz karıncalara kadar hepsi ile hayat içinde eşitlenmek için karşılaşabiliriz. 
Örneğin; canımız istiyor diye bozduğumuz karınca yuvasının karşılığında evliliğimiz dış etkenler tarafından bozulabilir. Çünkü biz bir gün bir yerde bir yuva bozmuşuzdur ve bu bir şekilde bizim yaşamamız gereken bir gerçeklik haline dönüşür. Bu Alma Verme Denge' sidir. Hak yememek girekir. Bu örnekleri kişisel perpektifimiz açısı kadar çoğaltabiliriz.

Neml Suresi 18. Ayet' te bana bu fikri veriyor. 

Tefhim-ul KuranNihayet karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki: «Ey karınca topluluğu, kendi yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları, farkında olmaksızın sizi kırıp geçmesin.



Enerjiler ile ilgili yazıları takip edenler bilirler. Hepsi aman '' helalleşin '' derler. Ben durdum, şu an da döndüm önce kendime baktım. Farkında olmadan kimin, neyin hakkını yiyor olabilirim diye. Bu iç muhasebenin cevabı, yüksek farkındalık yaratır. Ardından Dünya ile başladım helalleşmeye. Balığını veren denizle, sebzesini , meyvesini cömertçe veren toprakla, yağmuru ile toprağı şenlendiren bulut ile, gökyüzü ile, hayatımdan bir vesile ile geçmiş olan herkes ile,  aklıma gelen herkes ve herşey ile ve tabii ki herşeyin kaynağı olan, şekle mana veren Yaradan ile helalleşmeye. 

İşte şimdi Dünya' ya gelen yüksek enerjiler ile benim anladığım hızla gerçekleşen Alma Verme Dengesi budur. 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder