Bu Blogda Ara

7 Ocak 2015 Çarşamba

İNSANIN EVRENSEL EŞİTLİĞİ

BABİL KULESİ

Mezopotamya' da bir kule, Babil Kulesi. Tevrat'ta, Kur'an'da ve Dünya' nın birçok bölgesinde yerel efsanelerde bahsi geçen, Tanrı'ya ulaşmak için inşa edilen Babil Kulesi.
Akadca bāb-ilû sözcüğü Tanrı'nın kapısı,  Eski Ahit'te "kargaşa, karışıklık" şeklinde açıklanır.   ( http://tr.wikipedia.org/wiki/Babil_Kulesi )
Bir bakış açısına göre Kule, İnsan' ın Yaradan ile yarışma tutkusu ( İnsanoğlunun kollektif kibiri) ya da başka bir açıdan Yaradan'a sesini duyurabilmek için Ona yaklaşma  isteği ile yapılıyordu. Arşa dikilen bu kule, eril (erkeksi) cüretkarlıktı. Kule' nin yatay büyüme, genişleme gösteren asma bahçeleri ise; rahmi simgeleyen dişil bir girişimdi. 

Bu sırada  RAB, Yeryüzüne indi, insanoğlunun dillerini karıştırdı. Birbirini anlayamayan insanoğlu Kule' yi yapmayı bıraktı ve RAB Onları Dünya' nın dört bir yanına dağıttı. 

ALAMUT KALESİ

Bir gün, Hasan Sabbah anlayış ile ilgili yolculuğunun bir durağında durdu ve dedi ki, ' Tarikatlar, mezhepler hepsi boş. Tüm bu oluşumlarda, insanlar inanmasını istedikleri konulara inandırılıyor ve güdülüyorlar.  Hiçbir şey gerçek değil, öyleyse herşey mübah'  dedi. Bu esnada yakın arkadaşı Ömer Hayyam' ın  ' Bu insanlar cennet için yaşıyorlar, ancak onlara bir cennet verirsen onları yönetebilirsin.' demesi ile birlikte masalının hedefini belirlemiş oldu.  Başladı kendi masalını anlatmaya. Kendi Cennetini ve Haşhaşi tarikatını kurdu. Vladimir Bartol' un yazdığı Fedailerin Kalesi Alamut, bu bilgiler ışığında; Yapay Cennet' in şekillenmesinden, sözde Huri' lerin eğitimine, aşk hayatlarına, Fedailerin Cennet ile tanışıp sonra bu Cennet' e tekrar kavuşmak için yaptıkları akıl almaz fedakarlıklara, suikast ve intiharlara kadar yapıyı, masalı tüm ayrıntıları ile anlatıyor. Meraklısını kitabı okuyup daha fazla bilgi alması için konuyu burada bırakıp Babil Kulesi ile Alamut Kalesi' nden bugün 12 Ocak 2015' e gelmek istiyorum. 

Dünya' nın dört yanında uzunluğu ile nam salmış, eril cüretkarlıkta yapılarımız var. 
Dünya' nın dört yanında teröristler kol geziyor. Savaş var. 
Şimdi soru şu ; Doğu' da yaşandığında yadsınan, Batı' da yaşandığında karalar bağlanan  bu durum nedir ? Yine eril cüretkarlığın, size ne olursa olsun, bize olduğunda acımıza ortak olacaksınız duruşu mudur ? Ya da Batı' nın anlattığı masallar daha mı inandırıcı ?
Acı Dünya' nın neresinde olursa olsun, acıdır ve aynı ruh kabından dağılan ruhlarımızın  içindedir. 
Acının, haksızlığın, savaşın, ölümün, terörün dini, dili ve ırkı yoktur. İnsan Evrensel olarak eşittir. 
Bir kez daha uyanma, silkelenme ve eşitlik için kendimize dürüst olma zamanı. Değil mi ki, Dünya' da savaş arttıkça Güneş' te patlamalar artıyor o zaman, kapımızın önü temizlendikçe, Dünya' da temizlenecek.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder