Bu Blogda Ara

10 Kasım 2014 Pazartesi

BİRLİĞİN LEZZETİ



Çakıl taşları ile bezeli bir sokakta  ayağımı sürüyerek yürüyorum ağır aksak.
İstiyorum ki düşündüğüm kuyulara ineyim, orada  kuyunun en dibinde, kimsenin dokunup bulamayacağı o kör karanlıkta kalayım.
Sonra bir korna sesi olmuyor, çıkıyorum kuyudan.
Gözlerim açık ama sadece gölgeleri görüyorum. Öylesine yoğun bir uğraş var ki içimde, bir meydan savaşı kimseyi fark edemiyorum. Sonra yine  kuyuya inmeye başlıyorum . önce onu görüyorum annemi, kuyunun başında
dikkat et kızım, düşersin diyor. Bana bir şey olmaz anne diyorum,
karanlık çoğalırken nefesim sıkılaşıyor inmeye devam ediyorum. Az sonra köpeğimi görüyorum. Mavi gözleri ile konuşuyor benimle.  Çok korkuyormuş bensiz. Kuyuya inişimde yanımda olmak istiyormuş.
Olmaz, beni burada bekle ama sakın beni bırakma diyorum. Oysa ben seni bırakmayacağıma söz veremem, tutamayacağım sözleri veremem ki, olsun  diyor, kuyunun başında kalıyor. Kuyu
derinleştikçe nefes almak daha da zorlaşıyor. Ayaklarımda bir serinlik hissediyorum. Su. Ayağım suya değiyor, su soğuk. Ürperiyorum ama aynı zamanda güven verici. Suya batmaya başladıkça, nefesim kesildikçe burası annemin rahmi olmalı diye düşünüyorum. Islak,serin ve güvenli.
Ve tamamen suyun içindeyim. Köpeğim beni izlemeye devam ediyor. Suyun içine
bakıyor, mavi gözleri, seni burada bekleyeceğim diyor. Biraz
korkuyorum, yalnız devam edebilir miyim ? Acaba daha derinde su var mıdır yoksa yine kuraklık mıdır ? üşümeye başlıyorum. Neresi burası, rahim değil mi, korunak değil mi, nereye düşüyorum ben ? yukarı çıkmak istiyorum, çıkamıyorum, köpeğime seslenmek istiyorum, ağzımı açınca su boğuyor beni, çok su, boğuluyorum. Artık karanlık üstüme yapışıyor.
İstesem de çıkamıyorum, onu da göremiyorum. Ağırlaşıyorum. Su içimi dolduruyor. Dibe çöküyorum. Çöküyorum. Bayılmak bu mu, yoksa ölüm dedikleri mi ? ciğerlerim mi patlayacak ? hep beni arındıracağını düşündüğüm su, nefesimi mi alacak. Düşünmek istemiyorum. Suyun kafamı doldurmasını istiyorum. Düşünmüyorum. Gözlerimi açık tutmaktan vazgeçiyorum. Kapatıyorum, teslim oluyorum, tamam diyorum seninim, o
sırada bir el hissediyorum omzumda, sakin ol diyor. Sıcak elini elime indiriyor, elimi tutuyor, başımı göğsüne yaslıyor. Kimsin diyecek gücüm yok. Beraber düşmeye devam ediyoruz , ayaklarım yavaş yavaş kuruluk hissediyor, suyun dibinde ki o kuraklığı hissediyorum. Su bitiyor. Ben yorgunum, onun göğsünde huzur buluyorum. Dinleniyorum.
Yeterince güç hissedince gözümü açıyorum, O Benim.
Beni aşağı çeken, belki bin diyardan geçiren, düşüren kaldıran benim  ve bir kez daha birliğin lezzeti ağzımda uyanıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder